Stres tepkisi, canlılarda en yüksek düzeyde korunan ve temel biyolojik süreçlerden biridir. Anksiyete, depresyon, ağrı, korku ve termal stres dahil olmak üzere birçok farklı sinyal türü, büyük ölçüde beyinden (limbik sistem, hipotalamus, medulla ve hipofiz bezi) kaynaklanan stres tepki yollarını aktive edebilir ve sayısız fizyolojik tepkiler üretebilir. Bu da sistemi homeostaziye döndürmek için çevreden beyne geri giden afferent sinyalleri uyarmaktadır. Kanser teşhisinin konması ve tedavi görmek oldukça stresli olmakla birlikte öte yandan travmatiktir. Bu deneyime verilen duygusal tepkiler, akut korku, üzüntü ve öfkeden kalıcı uyum güçlükleri, kaygı ve depresyona kadar değişebilir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda stresle ilgili psikososyal faktörler ile kanser gelişimi ve ilerlemesi arasındaki ilişkileri araştırılmıştır. Kanserli hastaların ve aile üyelerinin küçük bir kısmında kansere bağlı post travmatik stres bozukluğu saptanması bu çalışmalara örnek olabilir. Bizim proje önerimizde psikiyatrik değerlendirme sonucu anksiyete, depresyon ve diğer stres faktörleri yüksek çıkan hastalarda tespit ettiğimiz ALOX12 ve FKBP5 genlerinin hastalardaki kanser gelişimi üzerindeki olası etkilerinin moleküler mekanizmaları ile araştırılması planlanmıştır.
D vitamininin, D1 (lumisterollü ergokalsiferol), D2 (ergosterolü ergokalsiferol), D3 (kolekalsiferol), D4 (22 dihidrokalsiferol) ve D5 (sitokalsiferol) olmak üzere bilinen 5 formu bulunmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda aktif formdaki D vitamininin membran transportu, hücresel düzeyde büyümenin düzenlenmesi, oksidatif stres, hücresel metabolizma, DNA'nın onarımı, apoptozis ve adezyon gibi birçok olayda görev aldığı belirtilmiştir (1). Dünyada D vitamini eksikliği sıklığı giderek artmaktadır ve 1 milyara yakın kişide D vitamini eksikliği olduğu tahmin edilmektedir. Prevalans %40 ile %100 arasında değişmekte olup en yüksek prevalanslara Kuzey Asya ve Ortadoğu bölgelerinde rastlanmaktadır. Ülkemizde de D vitamini eksikliği yaygın olarak görülmektedir (2,3). Ülkemizde 21-52 yaş arası 118 ofis çalışanıyla yapılan bir araştırmada, yaz aylarında yapılan ölçümlerdeki ortalama serum D vitamini düzeyleri kış aylarında yapılan ölçümlere göre anlamlı olarak yüksek saptanmıştır (28,4±10,4 vs 13,8±6,6). Yaz ve kış aylarında yapılan ölçümlerde D vitamini 30 ng/dl'nin altında olanların oranı sırasıyla %60,2 ve %96,6 olarak bulunmuştur (4). Uçar ve ark. (2012) son yıllarda Ankara bölgesinde yaptıkları bir çalışmada, oldukça yüksek oranda (%51,8) D vitamini eksikliği ve %20,7 oranında D vitamini yetersizliği olduğunu belirlemişlerdir (5). D vitamini eksikliği açısından riskli diğer bir grup, kemik kitlesinde artış görülen ve bu nedenle kalsiyum ve D vitamini gereksinimi artmış olan adölesan yaş grubudur. Hatun ve ark. (2005)'nın Kocaeli ilinde 13-17 yaş arasındaki kız çocukları arasında yapmış olduğu çalışmada, D vitamini eksikliği oranı %21, D vitamini yetersizliği oranı %43 saptanmıştır (6). rs2228570 allelik varyantlarının BMD (Kemik mineral yoğunluğu) üzerine etkisinin yaş, ırk, menopoz ve iskelet bölgesine bağlı olarak değiştiği, bunun yanı sıra kalsiyum alımı gibi çevresel faktörlerden de etkilendiği yapılan çalışmalar sonucunda belirtilmektedir (7). Güneşl...
Biyolojik sistemlerde serbest radikaller ile bunlara karşı süpürücü etkiye sahip antioksidanlar arasındaki dengenin bozulması oksidatif stres olarak tanımlanmaktadır. Reaktif oksijen türleri oldukça yüksek reaktiviteye sahip moleküller olup başta mitokondri olmak üzere hücre organellerinde gerçekleşen normal metabolizmanın sonucu olarak veya iskemi-reperfüzyon, yaşlanma, radyasyon, yüksek oksijen basıncı, inflamasyon ve kimyasal ajanlara maruz kalma gibi sebeplere bağlı olarak üretilirler. Oksidatif stres, başta kanser olmak üzere diyabet, kardiyovasküler ve nörolojik hastalıklar, ateroskleroz ve inflamatuvar bozukluklar gibi birçok hastalığın patogenezinden sorumludur (Özcan ve ark., 2015).Biyolojik sistemlerde serbest radikallerin hücresel yapılara vereceği hasarı engellemek için antioksidan olarak adlandırılan savunma mekanizmaları mevcuttur. Bunlar endojen (antioksidan enzimler vb.) ve ekzojen (vitaminler vb.) olmak üzere iki grupta sınıflandırılır (Özcan ve ark., 2015). Antioksidanların oksidasyonu engelleyerek, arteroskleroz, malarya, romatoid artrit ve diyabette faydalı olabileceği, antitümoral, antimutajenik, antimetastatik, antitrombik, antiülser, antikarsinojenik, antihipertansif ayrıca antibakteriyel, antifungal, antiviral, antiaging etkilerinin de olduğu yapılan in-vivo çalışmalarla belirlenmiştir (Yılmaz, 2010).Üzüm, iklim ve toprak istekleri yönünden fazla seçici olmaması ve taze şekilde tüketiminin yanında farklı şekillerde de işlenerek tüketilebilmesi nedeniyle dünyadaki en yaygın kültür bitkilerinden biridir (Sarıçam, 2014). Türkiye, Dünya üzüm üretiminde altıncı sırada yer almaktadır (FAO, 2021). Üretimi en fazla gerçekleştiren şehirler içerisinde ilk üç sırayı Mersin, Manisa ve Denizli oluşturmaktadır (Anonim, 2021). Çalkarası üzümü Denizli'nin çeşitli bölgelerinde özellikle de Çal ilçesinde yetiştirilen ve adını bu ilçeden alan önemli siyah üzüm çeşitlerinden biridir. Üzümün işlenmesinden sonra %20-30'u atık olarak ortaya çıkmaktad...
Kontrolsüz hücre çoğalması olarak tanımlanan kanserler hem çevresel hem de genetik faktörler sonucu ortaya çıkmaktadırlar. Gen mutasyonları, kopya sayısı değişimleri, heterozigosite kaybı, allelik dengesizlik ve mikrosatellit instabilitesi genetik faktörler sınıfında yer alırken stres, sosyal statü, yaşlanma, sigara, alkol, güneş ışığı ve iyonize radyasyon, kimyasallar, virüs ve bakteriler, obezite vb bu çevresel faktörlerdendir. Stres epinefrin, norepinefrin gibi stres hormonlarının salınımıyla vücutta fiziksel, mental ve duygusal değişimlere neden olmaktadır. Stres altındaki kişilerin düzensiz beslenme vb. alışkanlıkları sonucu kanser riskinin arttığı belirlenmiştir. Ayrıca fiziksel stresin tümörün büyümesini ve metastaz yeteneğini arttırdığı da gösterilmiştir. Dolayısı ile stres faktörü kansere direk veyahut indirek neden olabilmektedir. Kanser genetik bir hastalık olduğundan stres faktörünün gen üzerindeki ifadesi veya mutasyon temeli ile aktivite artışı/kaybına neden olması mümkün görülmektedir
Ulusal ve uluslararası turizm hareketliliğinde, doğal ve kültürel değerlerin tanıtılmasında ve ziyaretçilere aktarılmasında sesli rehber uygulaması önemli rol oynamaktadır. Bu projede Denizli turizm değerlerine yönelik sesli rehber uygulamasının oluşturulması amaçlanmıştır. Bu amaçla doğal ve kültürel değerlerin daha anlaşılır bir şekilde aktif öğrenmeye dayalı şekilde öğrenme fırsatı sunularak aktarılması ve turizm değerleri hakkında bilginin daha kalıcı olması hedeflenmektedir. Projenin farklılığı, turistik değerlerin tüketiciler nezdinde farklı temalarla sesli rehber uygulaması ile ziyaretçi ve geceleme sayısını artırmaktır.
Psikoloji, Covid-19, Stresörler, Psikolojik Sağlık,
Hastane İçi Mobil Navigasyon
20-23 Nisan 2024 tarihleri arasında Hatay'daki depremzede çocukların Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarını kutlayarak, yaşadıkları depremin yol açtığı olumsuzlukları 4 gün için bile olsa unutturmayı amaçlayan proje kapsamında; Pamukkale Üniversitesi personeli ve öğrencileri başta olmak üzere Denizli halkından toplanan, oyuncaklar Hataylı depremzede çocuklara ulaştırılmış ve Hatay'In samandağ ilçesinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nce gösterilen alanda 3 gün süren çocuk şenlikleri gerçekleştirilmiştir. Şenlikler kapsamında, Karagöz ve Hacivat gösterileri, tiyatro gösterileri, robotik kodlama uygulamaları, yüz boyama, taş boyama, kumaş boyama, ahşap boyama ve öğretmenlerin mihmandarlığında çeşitli çocuk oyunlarından oluşan pek çok etkinlik gerçekleştirilmiştir. Engelli öğrenciler evlerinde ziyaret edilerek hediye oyuncaklar kendilerine ulaştırılmıştır. Köy okulları ziyaret edilerek oyuncak dağıtımı yapılmıştır.
Şemseddin Terzioğlu Deprem Bilimi ve Mühendisliği Laboratuvarı
Sağlıkta şiddeti önlemek ve daha sağlıklı sağlık hizmeti sunmak amacı ile tıp fakültesi birinci-ikinci-üçüncü sınıf öğrencilerin hasta empati düzeylerini artırmak
KBB uzmanlık eğitiminin ve işitme testlerinin standartlarının kıyaslanması
odyolojik cihazların bilgisayarla desteklenmesi
Bu anıt, Sayın Rektör Hocamız Prof. Dr. Ahmet Kutluhan önderliğinde gerçekleştirmiştir. Pamukkale Üniversitesi'nin, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ve onun ulvi eseri İstiklâl Marşımızın 100. yılına, Kurtuluş Mücadelemizde gövdesini siper ederek topraklarımızı vatan kılan şehit ve gazilerimiz ile yüce önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ulusal bir saygı duruşu niteliğindedir. Anıtın amacı, merkezde konumlanmış özgür Türkiye Cumhuriyeti'ni ve tarihimizdeki 16 Türk Devletini temsil eden bayraklarla, I. Dünya Savaşından sonra ecdadımızı daha da yüreklendiren ve birbirini kenetleyen, kurtuluş irademizi gösteren İstiklâl Marşımızı hep birlikte söyleyerek, ecdadımızı anmaktır. Bu anıt, Türkiye'yi özgürleştiren cesur kadın, erkek; yaşlı ve gençlerine, onun vizyoner liderlerine ve milletimize ilham veren kararlı ve istekli ilerleyişine adanmıştır. Dünya küresi, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerdeki önemli ve egemen konumunun yanı sıra, Türkiye'nin insan hakları, eğitim ve sanayi alanlarındaki liderlik konumunu temsil etmektedir. İstiklâl Yolu, Mehmet kif Yolu ve Cumhuriyet Yolu Aziz Türk milletinin geleceğe açılan yollarıdır. Bizleri kenetleyen en ulvi değerlerimizden olan, milli birliğimiz ve bölünmez bütünlüğümüz Mehmet kif Çeşmesi, İstiklâl Noktası ve Cumhuriyet Noktası ile ifade edilmiş, bizi bizleri bağlayan noktalar olarak vurgulanmıştır. Mehmet Akif Çeşmesinden ilim, irfan ve ahlak akmaktadır. Mehmet Akif’in; "Ey insan sen kendini küçük bir cisim sanıyorsun. Halbuki en büyük âlem senin içinde gizlidir." sözüyle yola çıkılan bu anıt yıllarca Türk gençliğine rehber olacaktır. Bu çeşmeden daima marifet ve fazilet akacaktır.
Projenin temel amacı, değerlendirme ve tedavi için elektriksel stimülasyon yaklaşımlarında mevcut eğitim içeriklerini toplamak ve bunları Avrupa boyutunda fizyoterapistlerin özel rehabilitasyon gereksinimlerine uyarlamaktır, bu şekilde mevcut ve gelecekte ihtiyaç duyulan işe özel becerilerin geliştirilmesi ile mükemmellik için dijital eğitim ve dijital dönüşümü ele alarak ve başarılı bir işbirliği ortaklığı kurarak mesleki eğitim ve öğretimi (VET) sürdürmektir. Proje, geliştirdiği eğitim kursu ile yaşam boyu öğrenmede etiği desteklemeye öncelik vermekte, yeni öğrenme ve öğretme yaklaşımı olarak kabul edilebilecek kültürlerarası yetkinliklerin ve eleştirel düşünmenin, açık ve uzaktan öğrenmenin gelişimini teşvik etmektedir.